Fatihlilerin Buluşma Meydanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fatihlilerin Buluşma Meydanı

Fatihli olmak bir ayrıcalıktır...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
LordReco
USTA KULLANICI



Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 01/11/09

HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a) Empty
MesajKonu: HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a)   HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a) I_icon_minitimePerş. Kas. 05, 2009 11:30 pm

HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a)

(Hz. HAMZA)


Hz. Peygamber'in amcası, Şehidlerin efendisi.

Künyesi; Ebn Ya'la veya Ebû Ammâre; Lakabı; Esedullah (Allah'ın Aslanı)dır. Babası Abdulmuttalib, annesi Hâle'dir.

Hz.
Hamza, Peygamberimizin amcalarının en küçüğüdür. Doğumdan bir kaç gün
sonra, Peygamberimizi emziren Ebû Lebeb'in câriyesi Süveybe daha
önceleri Hz. Hamza'yı da emzirmiş olduğundan, Hamza Peygamberimizin süt
kardeşi idi.

Hz. Hamza, orta boylu, güçlü kuvvetli, heybetli,
onurlu bir sahabîdir. Hz. Hamza (r.a) iyi bir avcı, keskin nişancı,
Kureyş'in en şereflilerindendir. Mazlumlara yardım etmeyi seven cesur
bir savaşçıydı. Av dönüşü evine gitmeden Ka'be'yi tavaf edecek kadar
kutsal kabul ettiği değerlere saygılı, karşılaştığı şahıslara selâm
verip sohbet etmesini seven mürüvvetli bir insandı. Onun gençlik
dönemine ait bilgilerimiz yok denecek kadar azdır (İbnu'l-Esîr,
İsdit'l-Gâbe, II, 52).

Peygamberimiz yakınlarına İslâm'ı tebliğ
etmiş olmasına rağmen, Hz. Hamza henüz müslüman olmamıştı. Ebû Cehil'in
Peygamberimize yaptığı bir hakaret sonucunda müslüman olmuştur.
Peygamberimiz bir gün Safâ tepesinde iken Ebû Cehil ve arkadaşları onun
yanına gelirler. Ebû Cehil Peygamberimize hakaret eder. Abdullah b.
Cüdâ'nın câriyesi bu olayı seyredin av dönüşü Kabe'ye uğramayı âdet
edinen Hz. Hamza'ya anlatır. Hz. Hamza, eve gitmeden Ebû Cehil'in
yanına uğrayarak elindeki yayı Ebû Cehil'in kafasına çalar, başını
yaralar ve hakaret eder. Bir gün sonra da Allah Rasûlünün yanına
giderek (Bi'set'ten iki yol sonra) müslüman olur.

Hz. Hamza'nın
müslüman olması Peygamberimizi çok sevindirmiştir. Onun İslâm'a
girmesiyle müslümanlar güçlendi. Müşrikler rahatsız oldular.

Mekke
müşrikleri, hicretten sonra da rahat durmadılar. Peygamberimizin ve
müslümanların Medine'den çıkarılması için Abdullah b. Übeyy, Hazreç ve
Evs kabilesi müşrikleriyle ilişki kurdular. Müslümanların hac yollarını
da kapadılar.

Müşriklerin gözlerini korkutmak, Şam ticaret
yollarını keserek onları sıkıntıya düşürmek gerekiyordu. Peygamberimiz
bu amaçla Hz. Hamza'yı Sifu'l-Bahr'a gönderdi. Otuz kişilik bir
kuvvetle Hz. Hamza belirtilen yere vardı. Müşriklerin kervam
Sifu'l-Bahra gelmişti. Kervanda Ebû Cehil de bulunuyordu. Üçyüz kişilik
bir kuvvetleri vardı.

Hz. Hamza, müşriklerle çarpışmak istiyordu. Yanında bulunan müslümanlar da aynı duyguyu yaşıyorlardı.

Henüz
müşrik olan Mecdi b. Amr b. Cühenî bu iki grubun arasına girdi. Hem
müslümanlarla hem de müşriklerle görüştü. Sonunda iki tarafı
çarpışmaktan vazgeçirdi.

Bundan Sonra Hz. Hamza'yı Bedir
savaşında görüyoruz. Bedir savaşında Utbe, Vefid, Şeybe meydana
çıktılar. Çarpışmak için er dilediler. Hz. Hamza, Şeybe ile çarpıştı.
Bir hamlede Şeybe'yi öldürdü. Daha sonra Utbe'yi ve Tuayma b. Adiyy'i
öldürdü.

Hz. Hamza, Bedir savaşında kahramanca savaştı. Allah ve Rasûlünün hoşnutluğunu kazandı.

Bedir
savaşında Hz. Hamza (r.a)'nın etkinliği ileri boyutlara ulaştı ve
müşriklere karşı amansız bir savaş verdi. Hârisû't-Temîmî, HzHamza'nın
Bedir'deki durumunu anlatan bir rivayetinde şöyle diyor: "Hamza b.
Apdülmuttalib(r.a)'in, Bedir savaşında üzerinde, deve kuşu olan kim"
diye sordu. "Hamza b. Abdulmuttalib" diye cevap verildi. O müşrik: "Ne
yaptıysa O bize yaptı" diye mırıldandı" (M. Yusuf Kandehlevi,
Hadislerle müslümanlık, ll, 553).

Hz. Hamza, Bedir Savaşını mütekaib Kaynukoğulları gazvesine katıldı.

Peygamber Medine'ye geldiğinde Yahudilerle anlaşma yapmıştı. Yahudiler, Bedir savaşını müslümanların kazanmasını hazmedemediler.

"Siz savaşın ne demek olduğunu bilmeyen adamlarla çarpıştınız" dediler. Savaş için fırsat kollamaya başladılar.

Kaynuka
gazvesi'nin genel sebebi bir kadına karşı yapılan terbiyesizliktir.
Kadıncağız bazı eşyalarını Kaynuka pazarında sattıktan sonra bir
kuyumcuya giriyor. Kuyumcu yahudi kadının eteğinin alt kısmını üst
kısmına bir dikenle iğneliyor. Kadıncağız ayağa kalktığında üzeri
açılıyor. Utanıyor, sıkılıyor, feryat ediyor, çevresinden yardım
istiyor. Kadının yardımına koşan müslümanlar Yahudiyi öldürüyor.
Yahudiler de müslümanın başına üşüşüyorlar ve onu şehid ediyorlar.

Öldürülen
müslümanın akrabaları Peygamberimizden yardım istiyorlar. Bunun
üzerine-Peygamberimiz Yahudilerden antlaşmanın yenilenmesini istedi.
Yahudiler Peygamberimizin bu isteğini reddettiler.

Bu olay
üzerine Peygamberimiz beyaz sancağım Hz. Hamza'nın eline verip
Kaynukaoğullarının üzerine gönderdi. Kaynukaoğulları Yahudileri
bekledikleri yardıma kavuşamayınca teslim olmak zorunda kaldılar.

Bedir
savaşı'nın acısını unutmayan Kureyşliler yeniden savaş için hazırlığa
başladılar. Bir yıl önceki kervanın gelirini savaş için harcamaya karar
verdiler. Savaş için değişik müşrik kabilelerden yardım isteyerek büyük
bir kuvvet oluşturdular.

Bu kez de Kureyş'in kadınları da
katılacaktı. Bedir Savaşı'nın bozgunla bitmesi sebebiyle müşrik
kadınlar erkeklerini suçluyorlardı. Bedir'in matemini tutarak erkekleri
savaşa teşvik ediyorlardı.

Cübeyr b. Mut'i'nin Vahşi adında
Habeşli bir kölesi vardı. Bu köle harbe (Habeşlilere özgü bir mızrak)
atmakta oldukça maharetli idi. Hz. Hamza, Cübeyr b. Mut'im'in amcası
Tuayma b. Adiyy'i Bedir savaşında öldürmüştü. Cübeyr, amcasının acısını
unutmamıştı. Kölesi Vahşi ile konuştu. Hz. Hamza'yı öldürmesi şartıyla
kendisini serbest bırakacağını bildirdi.

Peygamberimiz,
Medine'nin içinde kalmayı, savunma savaşı yapmayı düşünüyordu. Bedir
Savaşı'na katılmayanlar düşmanla yüz yüze gelmek, Medine dışında
savaşmak istiyorlardı. Peygamberimiz Ashabın bu tavrı karşısında Medine
dışında savaşılmasına karar verdi.

Hz. Hamza'da Medine dışında
savaşılmasına taraftardı. Hattâ Peygamberimize "sana, kitabı indirmiş
olan Allah'a yemine eder, and içerim ki, bu kılıcıma Medine dışında
Kureyş müşrikleriyle çarpışmadıkça yemek yemeyeceğim" demişti.

Hz. Hamza Cuma günü oruçlu idi. Cumartesi müşriklerle karşılaştığı zaman da oruçlu bulunuyordu.

Peygamberimiz,
sabahleyin "Rüyada, meleklerin, Hamza'yı yıkadıklarını gördüm" diye
buyurdu. Uhut bölgesine varıldı, orduya savaş düzeni verildi. Kureyş'in
birinci bayraktarı Talha b. Ebî Talha, Hz. Ali tarafından, ikinci
bayraktarı Osman b: Ebî Talha da Hz. Hamza tarafından öldürüldü.
Sancaktarların ölmesi Kureyş'i şaşkına çevirdi. Sarsıldılar,
sendelediler. Halid b. Velid'in saldırıları da sonuç vermedi:
Müşrikler, kaçışmaya başladılar. Hz. Hamza Uhud günü "ben Allah'ın
Arslanıyım" diyerek kıhç salladı. Sâfvân, Hz. Hamza'yı savaşırken
görüyor, "Ben, bugüne kadar kavmini öldürmeye onun kadar hırslı bir
kimse daha görmedim" buyuruyor. Uhud savaşında müşriklerin çoğunu Hz.
Hamza öldürmüştür.

Kureyşliler bozguna uğrayıp kaçmaya
başlayınca Peygamberimiz tarafından görevlendirilen okçular yerlerini
bırakmaya başladılar. Birbirlerine "ne duruyorsunuz? Allah, düşmanı
bozguna uğrattı. Siz de, müşriklerin ordugahına giriniz.
Kardeşlerinizle birlikte ganimet toplayınız" dediler. Diğer bir kısmı
bu teklife itiraz ettiler. "Siz Rasûlullah'ın: Bizi arkamızdan
koruyunuz! Sakın yerinizden ayrılmayınız! Bizim öldürüldüğümüzü
görürseniz de yardımımıza koşmayınız! Ganimet topladığımızı görürseniz
de, bize katılmayınız! Bizi arkamızdan koruyunuz" buyurduğunu bilmiyor
musunuz?" dediler.

Okçular, komutanları Abdullah b. Cübeyr'i
dinlemediler; "ganimetten nasibimizi alacağız" diyerek yerlerini
terkettiler. Abdullah b. Cübeyr'in yanında çok az bir kuvvetin
kaldığını gören Halid b. Velid bu fırsatı değerlendirmek istedi.
Kuvvetlerini bir araya topladı, okçuların üzerine yürüdü. Abdullah b.
Cübeyr, kendilerine doğru bir kuvvetin geldiğini görünce arkadaşlarına
dağılmamalarını söyledi. Müslüman okçular, üzerlerine gelen Kureyş
müşriklerini ok yağmuruna tuttular. Okları bitinceye kadar kahramanca
savaştılar. Abdullah b. Cübeyr, okları bitince mızrağı ile savaştı.
daha sonra kılıcını kınından sıyırdı. Şehid düşünceye kadar çarpıştı.
Diğerleri de aynı şekilde savaştılar. Kureyş'in süvarileri insanlığa
yakışmayan bir davranışla Abdullah b. Cübeyr'in karnını deştiler,
barsaklarını döktüler.

Okçuların yerlerini bırakması, kalan
kısmının şehid edilmesiyle müslümanlar gâfil avlandılar. Hem arkadan,
hem önden kuşatıldılar. Müslümanlar şaşkınlıkla birbirlerine kılıç
sallamaya başladılar.

Hâris b. Amr kızı ile Utbe'nin kızı Hind
de Hz. Hamza'yı öldürmesi için Vahşi'yi. teşvik ediyorlardı. Vahşi,
açık dövüşmekten korkuyor, gizli dövüşmeyi tercih ediyordu.

Vahşi,
Uhud Savaşındaki durumu şöyle açıklıyor: "Halk arasında Ali'yi aradım.
Çok uyanık, girişken, çevik, çekingen ve etrafına çok bakınan bir
adamdı. Kendi kendime:"benim aradığım adam bu değildir" dedim. O sırada
Hamza'yı gördüm. Halkı kasıp kavuruyor, kesip biçiyordu. Fırsat
kollamak için kayanın arkasına gizlendim. Bir ara Şiba'b. Ümmü Emmâr
"var mı benle çarpışacak bir yiğit' diyerek meydan okuyordu. Hamza ona:
"Allah ve Rasûlüne sen misin meydan okuyan' dedi. Göz açtırmadan,
bacaklarından vurdu yere serdi. Sel suları arkalarına eriştiği sırada
ayağı kayıp düşünce mızrağımı fırlatıp attım; böğründen vurdum."

Hz.
Hamza'yı Şehid eden Vahşi daha sonra bir kenara çekilir. Hind
üzerindeki takılarını çıkarır Vahşi'ye verir. Hz. Hamza'nın yanına
gelen Hind, onun burnunu, kulaklarını keser, cesedine işkence yapar,
hatta ciğerini bile çiğneyerek parçalar.

Vahşi müslüman oluşunu
anlatırken: "Mekke'nin fethinden sonra Mekke'ye gelerek Rasûl-i Ekremi
gördüm. Bana dedi ki: "Sen Vahşi misin?" Ben cevap verdim: "Evet"
Hamza'yı sen mi öldürdün? buyurdular. "Öyle oldu" dedim. Bunun üzerine
Allah Rasûlü buyururdular ki: "bana yüzünü göstermemen mümkün mü? Ben
de çıkıp gittim. Rasûlullah'ın vefatından sonra yalancı peygamber
Müseyleme ortaya çıktı. Belki bu herifi öldürürüm de günahımı öderim,
diye düşündüm. Müslûmanlarla birlikte Yemâme'ye gittim ve bildiğiniz
gibi Mûseyleme'yi öldürdüm (Sahihi Buharî, V, 36, 37).

Allah
Rasûlünün Hz. Hamza'ya derin bir sevgisi vardı. Bu sevgiden dolayı
elinde olmayarak "Vahşi"ye karşı olumsuz bir tutum içinde olmaktan da
çekiniyordu. Bu sebeple de Vahşi'yi görmek istememişti.

Peygamberimiz,
Hz. Hamza'nın şehit olduğunu öğrenince onun başı ucuna gelir ve dua
eder. Hz. Hamza, kız kardeşi Safiyye'nin getirdiği bir hırka ile
kefenlendi. Peygamberimiz, amcası Hamzâ'nın cenaze namazını kıldırdı.
Hz. Hamza, Uhud'a defnedildi.

Hz. Peygamber'den iki veya dört
yaş büyük olan Hamza, öldürüldüğünde elli yedi yaşında idi. Hz.
Peygamber (s.a.s) öldürülen her şehid ile beraber Hamza'nın namazını
tekrarlamış; o gün yetmiş iki defa onun cenaze namazını kıldırmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.s)'in ilk cenaze namazı kıldığı şehidin de Hz. Hamza
olduğu söylenmiştir. Hz. Hamza'nın eşi, çocukları Medine'de olmadığı
için şehâdetine ağlanmamış bunu gören Hz. Peygamber "Hamza'nın niye
ağlayanları yok" buyurmuştur. Bunu duyan Ensâr önce Hamza için sonra
kendi şehidleri için ağlamaya başlıyorlar. Tarihçi Vâkıdî (V. 207/223)
benim zamanıma kadar bu adet devam etmekteydi diye naklediyor
(İbnü'l-Esir, Usdü'l-Gâbe, II, 51, 55).

Hz. Hamza, bir gün
Peygamber Efendimize gelerek Cebraîl (a.s)'ı asli yapısıyla görmek
istediğini bildirdi. Peygamberimiz, Hz. Hamza'ya "O'nu görmeye
dayanabilir misin?" diye sordu. Hz. Hamza, "Evet, dayanabilirim" diye
cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz "otur, öyleyse"
buyurdular. Cebrail (a.s.) müşriklerin Kâbe'yi tavaf edecekleri zaman
elbiselerini üzerine koymakta oldukları kütüğe indi. Peygamberimiz Hz.
Hamza'ya "Kaldır gözünü, bak" dedi. Hz. Hamza'ya bakıp, Cebrail'in
zebercede yeşil cevhere benzeyen ayaklarını görünce bayıldı. Arkasının
üzerine düştü. Bu olayı İbn Sa'd Tabakat'ında anlatmaktadır.

Hz.
Hamza Peygamber (s.a.s)'den şu hadisi rivâyet etmiştir: "Şu duayı hiç
bırakmayın; "Allahümme inni es'eluke bismike'l-a'zam ve
rıdvânıke'lekber" (İbn Esîr, Usdü'l-Gâbe, II, 55).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fatihlilerin Buluşma Meydanı :: DİNİ BÖLÜM :: Sahabe-i kiram-
Buraya geçin: