Fatihlilerin Buluşma Meydanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fatihlilerin Buluşma Meydanı

Fatihli olmak bir ayrıcalıktır...
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ağlayışı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
LordReco
USTA KULLANICI



Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 01/11/09

Ağlayışı Empty
MesajKonu: Ağlayışı   Ağlayışı I_icon_minitimePerş. Kas. 05, 2009 11:27 pm

Peygamberimiz (s.a.s.)’in göz pınarları
merhamet ve şefkat yaşlarıyla dolu idi. Merhametli oluşunun tabiî
neticesi olarak da bazı hâdiseler O’nu ağlatırdı. Yanık bir Kur’ân
okunuşu, vecdle ibadet hâli, yoksul bir çocuğun ızdırabı, Müslümanların
veya kendisinin küçük yaşta ölen çocukları, beklenmedik felâketler O’nu
daima ağlatırdı. Ama O’nun ağlayışı feryâd-ü figân yani sızlanma ve
şikâyet değildi.

Şimdi yaşanmış birkaç hâdiseyi sıralayalım:
Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)’i namaz kılarken gören bir sahâbi,
müşahedelerini şöyle anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s.)’in huzuruna
gelmiştim. Bu esnada namaz kılıyordu. Üzerinde sanki bir ağlama hâli
vardı. Bu durum o kadar belirgindi ki, kendisinden çıkan ses, ateş
üzerine konmuş çömleğin kaynamasından hasıl olan seda gibiydi. [1]

İbn
Abbas Hazretleri şöyle nakleder: Hz. Peygamber (s.a.s.), bir kız
çocuğunu kucağına aldı, bir saat kadar böyle kaldı ve kız çocuğu ruhunu
Hakk’a teslim etti. Bu sırada Ümmü Eymen yüksek sesle ağlamaya başladı.
Rasûl-i Ekrem (s.a.s.), feryât ederek ağlamaktan onu engelleyince: “Ben
seni ağlarken görmedim mi ya Rasûlullah! Zaman zaman siz de ağlamıyor
musunuz?” dedi. Bu esnada Peygamberimiz (s.a.s.) şu cevabı verdi: “Ey
Ümmü Eymen, benim ağlayışım, sabırsızlıktan kaynaklanan feryâd-ü figân
tarzında değildir. Ben merhametimden ağlarım. Şüphesiz mü’min her
durumda hayr ister, hayr üzeredir. Ruhun kâbzolunuşu, onun için bir
hayırdır, bu yüzden Allah’a hamd eder.”[2]

Şârih bu konuda şu
açıklamayı getiriyor: “Peygamberimiz (s.a.s.) demek istiyor ki: Ey Ümmü
Eymen! Sen ölüye ağlıyorsun, halbuki ölü, durumundan memnundur.
Durumundan memnun olana ağlanır mı?”

Hz. Aişe (r.a) naklediyor.
“Peygamberimiz (s.a.s.)’in süt kardeşi Osman b. Maz’un Hazretleri
ölmüştü. Peygamberimiz (s.a.s.) gelerek süt kardeşini iki gözü
arasından öptü. Bu sırada gözlerinden yaşlar dökülüyordu.”[3]

Peygamberimiz
(s.a.s.)’in kızı Ümmügülsüm ölmüştü. Cenazesi hazırlandı, toprağa
verildikten sonra Peygamberimiz (s.a.s.) kabrin bir kenarına çekilmiş
içten içten ağlıyordu.[4]

Peygamberimiz (s.a.s.)’in Mısırlı
Mariye’den doğma bir oğlu vardı. Peygamberimiz (s.a.s.) onu çok sevmiş
ve yaşadığı sürece babalık şefkatini göstermişti. Yavrucak yaklaşık 18
aylık olunca hastalandı. Hastalığı hızla ağırlaştı. Bu esnada
Peygamberimiz (s.a.s.), oğlunu kucağına almış ve son defa bağrına basıp
öpmüştü. Gözyaşlarını tutamayarak: “Allah’ın takdiri karşısında elden
ne gelir ey İbrahim!” demişti. Nihayet yavrucak, ruhunu teslim etmişti
ki sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) gözleri yaşlı şöyle diyordu: “Göz
yaşarır, kalb mahzun olur. Biz Allah’ın rızasına uygun olmayan bir söz
söylemeyiz. Ey İbrahim, senin ölümün sebebiyle derin bir üzüntü
içindeyiz... Bu, Allah’ın bir emri olmasaydı, vade dolmuş bulunmasaydı,
sonra gelenler öncekilere kavuşmayacak olsaydı, senin ölümüne daha çok
üzülürdük oğlum!”

Gözyaşlarını gören ashâb, Peygamberimiz
(s.a.s.)’e, bunun kendilerine yasaklanmış olduğunu hatırlatınca da
şöyle buyurdu: “Ben üzülmeyi yasaklamış değilim, bağıra çağıra feryat
ederek dövünerek ağlamayı yasakladım. Bende gördüğünüz göz yaşları,
kalbteki sevgi ve acımanın eseridir...” [5]


[1] Hoca M. Raif Efendi, Muhtasar Şemâil-i Şerif Tercümesi, 221.

[2] A.g.e., 224,

[3] A.g.e., 224.

[4] A.g.e.., 225.

[5] Bk. Müslim, Fedâil, 62-63.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ağlayışı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fatihlilerin Buluşma Meydanı :: DİNİ BÖLÜM :: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)-
Buraya geçin: