LordReco USTA KULLANICI
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 01/11/09
| Konu: Peygamberimizin Kişilik özellikleri Perş. Kas. 05, 2009 11:25 pm | |
| PEYGAMBERİMİZİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
En yüce ahlâka sahip olduğunda; yüzyıllar boyunca, dost ve düşman, herkesin üzerinde birleştiği tek bir insan vardır: Peygamberimiz Hz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam Zaten o, yeryüzünde bulunuş maksadını, "güzel ahlâkı tamamlamak" olarak ifade ediyordu Onu en son elçisi olarak insanlığa gönderen Yüce Allah da, Peygamberimizde bizim için "en güzel" örneğin bulunduğunu haber veriyor
Eğitimde güzel örneklerin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz Büyükler kendi yaşayışlarında ne kadar iyi örnek olurlarsa, küçüklerin iyiye ve güzele yönelmesi o kadar kolay ve rahat olur Güzel örnek olmak ve güzel örnekleri tanıtmak, gençliğe yapılabilecek en büyük hizmetlerden biridir Çocuklarımızın ve gençlerimizin örnek alabilecekleri en mükemmel insan Peygamberimizdir Peygamberimizin ahlâkını rahatlıkla kendimize örnek alabiliriz, taklit edebilir, ahlâkımızı güzelleştirebiliriz Peygamberimizin ahlâkını ne kadar öğrenirsek hayatta o kadar başarılı olur ve mükemmele ulaşabiliriz
AHLAKTA MÜKEMMEL ÖRNEK Güzel ahlak adı altında toplanan tüm güzel vasıfları örnek insan olarak en mükemmel şekilde yaşayan insan hiç şüphesiz Peygamberimizdir (asm) O’nun ahlakı o kadar yücedir ki, Bizzat Cenab-ı Hak, O’na hitaben şöyle buyurur “Muhakkak Senin için tükenmeyen bir mükafat vardır Çünkü Sen pek yüce bir ahlak üzerindesin” (Kalem süresi 4) Nitekim, Hz Aişe Efendimizin ahlakından örnek almak isteyen Sahabilere şöyle buyurmuştur: “Siz Kur’an’ı okuyor musunuz? O’nun ahlakı Kur’an’dır” Peygamberimizin hayatından her tabakadan insanlar örnek alacak yönler bulabilir Bizatihi insan olarak O’nun hayatından alacağı sayısız fazilet ve güzellikler yanında, kendi mesleğini ve cemiyetteki yerini ilgilendirecek pekçok derside alabilir Çünkü O’nun hayatı her yönüyle örnektir
PEYGAMBERİMİZİN AHLAKİ HUSUSİYETLERİ Peygamberimizin ahlakının en mühim bir hususiyeti, Allah vergisi oluşudur Allah, O’nu kusursuz, eksiksiz, mümtaz bir şekilde yaratmıştır O’nu terbiye eden, edep ve ahlakın en seçkin özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir
__________________________________________________ _____
peygamber(sav)'in anlatılan özellikleri
Yüce Allah'ın "Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin" (Kalem Suresi, 4) ayetiyle üstün ahlakını bildirdiği Resulullah (sav)'ın ahlakını ve davranışlarını örnek almak tüm müminler için önemli bir sorumluluktur Peygamber Efendimiz (sav)’in şemailinin anlatıldığı bu yazı dizisinin hazırlanmasındaki amaç da bu sorumluluğun bir görevi olarak, onun çeşitli kaynaklarda aktarılan bu güzel özelliklerini inceleyip, yaşamından günümüze öğütler çıkarmaktır
Günümüzde insanlar, özellikle de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta, onların tavır ve konuşmalarına, üsluplarına, giyim tarzlarına özenmekte, onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar Ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi, tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler Bu nedenle insanları doğru olana, en güzel ahlak ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluktur Bir Müslümanın, tavrına ve ahlakına özenmesi, benzemek için çaba göstermesi gereken kişi ise, kuşkusuz Hz Muhammed (sav)'dir Yüce Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır” (Ahzab Suresi, 21)
Bu yazı dizisinin bir amacı da Peygamberimiz (sav)'i birçok yönüyle tanıtmak, onun Kuran’da övülen ahlakını örnek alan insanlardan oluşan bir topluluğun ne kadar üstün özelliklere ve güzelliklere sahip olacağını göstererek, Allah’ın izniyle insanları Peygamberimiz (sav)'in titizlikle uyduğu İslam ahlakına özendirmektir
Peygamber Efendimiz (sav)’de Tecelli Eden Yaratılış Güzellikleri
Peygamber Efendimiz (sav)’in Ashabı, bu kutlu insanın dış görünümünün güzelliği ve görenleri hayran bırakan heybetinden nuruna ve duruşundan gülüşüne kadar Allah'ın onda tecelli ettirdiği çeşitli güzellikler hakkında pek çok detay aktarmışlardır Sayıca oldukça kalabalık olan sahabeler, bu güzellikler hakkında birçok farklı detay vermiş, Peygamber Efendimiz (sav)’le aynı dönemde yaşamamış olan Müslümanlara Allah'ın Resulünü birçok yönüyle tanıtmışlardır Bazı sahabeler onu genel özellikleriyle tarif ederken, diğerleri uzun ve detaylı anlatımlarda bulunmuşlardır Bu anlatımlardan bazıları şu şekildedir:
Peygamber Efendimiz (sav)’in Dış Görünümü ve Güzelliği
Sahabeleri Peygamberimiz (sav)'in güzelliğini şöyle anlatıyorlardı:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok yakışıklı idi Mübarek yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlardı Burnu gayet güzel idi Gür sakallı, iri gözlü, düz yanaklı idi Ağzı geniş, dişleri inci gibi parlaktı Boynu sanki bir gümüş hüzmesi idi İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi" (Büyük Hadis Külliyatı, Cem'ul-fevaid min Cami'il-usul ve Mecma'iz-zevaid, İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, 5 cilt, İz Yayıncılık, s 31)
"Resulullah (sav) beyaz, güzel ve mutedil (yavaş ve mülayim, itidalli) idiler" (Hz Ebu Tufeyl (ra),GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 519/1)
Enes b Malik (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz (sav) orta boylu idi; uzun da değildi, kısa da değildi; hoş bir görünüşü vardı Saçı ise ne kıvırcık, ne de düzdü Mübarek (İlahi hayrın bulunduğu şey, bereketlenmiş, çoğalmış, hayırlı, uğurlu) yüzlerinin rengi ise nurani beyazdı" (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 2 cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s 7-
Hz Hasan (ra) naklediyor:
"Resulullah Efendimiz (sav), yaradılıştan heybetli ve muhteşemdi Saçları kıvırcık ile düz arası idi; şayet kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi Peygamber Efendimiz (sav)’in rengi, ezher'ul-levn (pek beyaz ve parlak renk) idi, yani nurani beyazdı Alnı açıktı Kaşları; hilal gibi, gür ve birbirine yakındı Boynu, saf mermerden meydana gelen heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi Vücudunun bütün azaları birbiri ile uyumlu olup yakışıklı bir yapıya sahipti" (age, s 18-22-23)
Bera b Azib (ra) anlatıyor:
"… Resullullah Efendimiz (sav)’den daha güzel birini görmedim" (Sünen-i Tirmizi Tercümesi, Çeviren: Osman Zeki Mollamehmetoğlu, Yunus Emre Yayınevi, İstanbul, IVcilt, s 210)
"Efendimiz (sav) beyaza pembe karışık renkte idi Gözleri siyah, kirpikleri sık ve uzun idi" (Hz Ali (ra), GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, s 519/4)
Peygamber Efendimiz (sav)’in hicret yolculuğu sırasında çadırını ziyaret ettiği Ümmü Mabed isimli, cömertliği, iffeti ve cesareti ile tanınan biri, Peygamber Efendimiz (sav)’i tanımamıştır Ancak Peygamberimiz (sav)'i anlatılanlardan tanıyan eşine, onu şöyle tarif etmiştir:
"Aydın yüzlü ve güzel yaradılışlı idi; zayıf ve ince de değildi Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı Saçı ile kirpik ve bıyıkları gümrahtı (bol, gür) Sesi kalındı Sustuğu zaman vakarlı (ağırbaşlılık, halim ve heybetli oluş), konuştuğu zaman da heybetli idi Uzaktan bakıldığında insanların en güzeli ve en sevimlisi görünümündeydi; yakından bakıldığında da tatlı ve hoş bir görünüşü vardı Çok tatlı konuşuyordu Orta boylu idi; bakan kimse ne kısa ne de uzun olduğunu hissederdi Üç kişinin arasında en güzel görüneni ve nur yüzlü olanıydı Arkadaşları, ortalarına almış durumda hep onu dinlerler; buyurduğu zaman da hemen buyruğunu yerine getirirlerdi Konuşması tok ve kararlı idi" (Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimizin Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s48)
Şemal-i Şerif Ne Demektir?
Kuran ayetlerinin yanı sıra sahabelerden aktarılan açıklamalarda da Peygamberimiz (sav)'le ilgili pek çok bilgi verilmektedir Peygamberimiz (sav)'in ailesiyle ve çevresindeki müminlerle olan ilişkisi, günlük hayatından detaylar, dış görünümü, görenleri hayran bırakan heybeti (hürmetle beraber şiddetli heyecan hissini veren hali, azameti), sevdiği yiyecekler, giyimi ve gülüşü gibi pek çok detay İslam alimleri tarafından "şemail" kelimesiyle ifade edilir Şemail kelimesi "şimal"den türemiştir Bu kelime "karakter, huy, hal, hareket, davranış ve tavır" gibi anlamlar taşır Şemail kelimesi ilk başlarda daha geniş anlamlar içerse de, zaman içinde özelleşmiş ve Peygamber Efendimiz (sav)’in nasıl bir yaşam sürdüğü ile ilgili detayları ve kişisel özelliklerini ifade eden bir terime dönüşmüştür
Kendisini görenlerin sözlerinden de anlaşılacağı gibi, Peygamber Efendimiz (sav) olağanüstü yakışıklı, görenlerde hayranlık uyandıracak kadar güzel yüzlü idi Ayrıca atletik ve son derece etkili bir yapısı vardı ve çok kuvvetli idi
Peygamberimiz (sav)’in Şemaili
Osmanlı döneminin önemli alimlerinden olan Ahmet Cevdet Paşa, Peygamber Efendimiz (sav)’in anlatılan özelliklerini bir özet haline getiren bir çalışma yapmıştır Bu çalışması, Kısas-ı Enbiya adlı eserinin IV cüzünde, "Bazı Evsaf-ı Seniyye-i Muhammediyye" (Hz Muhammed (sav) Değerli Vasıfları) başlığı altında gerçekleşmiştir:
"… Mübarek cismi güzel… Mübarek cildi ise ipekten yumuşak idi Kemal-i itidal üzere büyük başlı, hilal kaşlı, çekme burunlu, oval yüzlü idi Kirpikleri uzun, gözleri kara ve güzel, büyücek ve iki kaşının arası açık, fakat kaşları birbirine yakın idi, Nebiyy-i Mücteba (seçilmiş, kıymetli peygamber), ezherüllevn (rengi nurlu, parlak) idi; söylerken ön dişlerinden nur saçılır; gülerken, fem-i saadeti (saadetli ağzı), bir latif (mülayim, yumuşak, nazik, güzel) şimşek gibi ziyalar (ışıklar) saçarak açılır idi… Havassı (duyuları) fevkalade kavi (sağlam, kuvvetli) idi Pek uzaktan işitir ve kimsenin göremeyeceği mesafeden görür idi Elhasıl (sözün özü), en mükemmel ve müstesna surette yaratılmış bir vücud-ı mes'ud (mutlu vücudu) ve mübarek idi… Onu ansızın gören kimseyi sevgi alırdı ve Onunla ülfet ve musahabet (sohbetler, konuşup görüşmeler) eyleyen kimse, Ona can ü gönülden aşık ve mühib olurdu Ehl-i fazl'a (kerem, ilim sahibi), derecelerine göre ihtiram (hürmet, saygı) eylerdi Akrabasına dahi pek ziyade (çok bol, fazladan) ikram eylerdi Lakin (ancak) onları, kendilerinden efdal (daha faziletli, daha layık, daha iyi) olanların üzerine takdim etmezdi Hizmetkarlarını pek hoş tutardı Kendisi ne yer ve ne giyerse, onlara dahi onu yedirir ve onu giydirir idi Sahi (cömert, eli açık, herkese iyilik etmek isteyen) ve kerim (herşeyin iyisi, faydalısı), şefik (şefkatli, esirgeyen, merhametli) ve rahim (rahmet edici, bağışlayan), şeci (kahraman, yiğit) ve halim (yumuşak huylu, hoş muamele yapan) idi Ahd-ü va'dinde (söz vermede) sabit, kavlinde (sözünde) sadık idi Elhasıl (neticesi)- hüsn-i ahlakça (ahlak güzelliği) ve akl-ü zekavetçe (keskin anlayışı olan akıl) cümle (bütün, tam) nasa (insanlara) faik (üstün, üstünde) ve her türlü medh ü senaya (övgüye) layık idi Yemede, giymede kadar-ı zaruret (yoksulluk derecesinde) ile iktifa (yetinir) ve ziyadesinden (fazlasından) iba eylerdi (çekinirdi)" (Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, IV Cüz, Kanaat Matbaası, İstanbul 1331, s 364-365)
Peygamber Efendimiz (sav)’in Nübüvvet (Peygamberlik) Mührü
Yüce Allah, Hz Muhammed (sav)'i alemler üzerine seçmiş ve onun "peygamberlerin sonuncusu" (Ahzab Suresi, 40) olduğunu bildirmiştir Ondan sonra hiçbir peygamber gönderilmeyecektir ve Kuran, insanlara hidayet rehberi olarak gönderilen en son kitaptır Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (sav)’in bu eşsiz özelliğini onun mübarek vücudunda bir izle tecelli ettirmiştir
İslami kaynaklarda ve rivayetlerde Peygamber Efendimiz (sav)’in kürek kemikleri arasında bulunan bu işarete "nübüvvet mührü" ismi verilir Peygamberimiz (sav)'in mührüne benzer peygamberlik işaretlerinin diğer peygamberlerde de olduğu, ancak Peygamberimiz (sav)'inkinin daha farklı olduğu el-Müstedrek tarafından Vehb b Münebbih (ra)'den şöyle nakletmiştir:
"… Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki, onun sağ elinde Peygamberlik beni (şamet'ün-nübüvve) olmamış olsun Ancak bizim Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam (sav) bunun istisnasını teşkil etmektedir Zira Onun peygamberlik beni, (sağ elinde değil) kürek kemikleri arasındadır Peygamberimiz (sav) bu durum sorulunca: "Kürek kemiklerim arasında bulunan bu ben, benden önceki Peygamberlerin beni gibidir…" demiştir" (Tirmizı'nin Şemail isimli kitabının tercümesinden, Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimiz (sav)’in Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s 73)
Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra) naklediyor:
"Dedem Hz Ali, Peygamber Efendimiz (sav)’in vasıflarını anlatırken, Resulullah (sav)'ın Hilyesi (güzel sıfatlar, süs, zinet, cevher, güzel yüz, suret, görünüş) hakkındaki hadisi bütün uzunluğu ile zikreder ve: "Kürek kemikleri arasında nübüvvet mührü vardı Ve O, peygamberlerin sonuncusudur" derdi( Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1 cilt, Hilal Yayınları, Ankara,1976, s 38)
Peygamber Efendimiz (sav)’in Konuşma Şekli
Peygamber Efendimiz (sav) etkileyici üslubu, hikmetli ve keskin hitabıyla tanınan bir insandı Onun tebliği insanlar üzerinde çok büyük bir etki oluşturur, sohbetinden herkes çok büyük bir zevk alırdı Sahabelerden bizlere aktarılan çeşitli rivayetler de onun bu özelliğini ortaya koymaktadır Bu konuda bazı aktarımlar şu şekildedir:
Allah Resulü insanların en beliğ (belagatli kimse, meramını tamamen, noksansız ve güzel sözlerle anlatmaya muktedir olan Kafi derecede olan Yeter olan), en düzgün konuşanı ve en tatlı sözlü olanıydı (ağzından ballar akıyordu)! O, şöyle diyordu: "Ben Arabın en fasihiyim (Hatasız olarak söyleyen Açık ve güzel konuşan)" (Taberani, Hakim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2 cilt, Çeviri: Dr Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s 800,)
Hz Aişe (ra), Resulullah (sav)'in sözlerini şöyle tarif eder:
"O, sizlerin konuştuğunuz gibi lafları çabuk çabuk ve peş peşe sıralamazdı, sözleri az ve özdü" (El Fevaid, age)
"Allah Resülü çok veciz (kısa, öz, az sözle çok mana ifadesi) konuşurdu Böyle konuşmasını kendisine Allah Katından Cebrail getirmişti Kısa cümleler içinde bütün maksadını yansıtırdı Veciz sözlü cümleler söylerdi, sözlerinde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu Kelimeleri bir ahenk içinde birbirini izler, sözcükleri arasında duraklar ve böylece dinleyenleri sözlerini belleyip ezberlerlerdi Sesi gürdü ve tatlıydı Gerektiğinde konuşurdu, kötü laflar etmezdi (Nefsi için değil, Allah'ın rızası için) hep hakkı söylerdi" (Ebu Davud, age)
"Güzel olmayan laflar edenlerden yüz çevirirdi Hoşlanmadığı, çirkin saydığı bir sözü konuşmak zorunda kaldığında onu kinaye yoluyla ifade buyururdu (Buhari, age)
Kendisi sustuğunda huzurdakiler konuşurdu Katında tartışma yapılmazdı (Tirmizi; age)
Sahabelerinin yüzlerine karşı son derece güler ve gülümserdi, onların konuştuklarını beğenir, dikkatle dinler, kendisini onlardan biri sayardı (Tırmizi; age)
Hz Aişe (ra) anlatıyor:
"Mübarek kelamları seçkindi Her işiten onu anlardı" (GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 521/4)
Hz Enes (ra) şunu bildirmiştir:
"Efendimiz (sav) halkın en latifecisi (hoş söz, şaka, mizah, söz ile iltifat) idi" (age, 545/5)
En Doğru Örneğe Tabi Olmanın Önemi
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti" 19 hadis-i şeriflerinde de bildirdiği gibi, Müslümanların en önemli iki yol göstericisi Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetidir Peygamber Efendimiz (sav) hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş, hem de insanları güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder"(Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 15/9)buyuran Peygamberimiz (sav), bir sözünde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer"( Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2 cilt, Çeviri: Dr Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s79) demiştir Bu nedenle Hz Muhammed (sav)'ın güzel vasıflarını tanımak, onu örnek almak her Müslüman için bir görevdir
Müslümanların Peygamberimiz (sav)'in izinden gitmeleri, Allah’ın izniyle tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek olmalarına vesile olacak bir yoldur Unutulmamalıdır ki insanları hem sözleriyle hem de tavırlarıyla güzel ahlaka davet etmek, her Müslüman için bir şeref ve önemli bir sorumluluktur Bir Kuran ayetinde salih müminlerin bu sorumluluğu şöyle bildirilmiştir:
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir” (Nahl Suresi, 125)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 35 sayı (Ocak 1970) 40 sayfada yayınlanmıştır | |
|